Facebook’un WhatsApp’ı satın alması çok büyük yankı uyandırdı. Birçok açıdan neredeyse her şey konuşuldu. Gelin meselenin farklı boyutlarına bakalım.
Temelden bakacak olursak WhatsApp dediğimiz MSN’in mobilde vücut bulmuş hali. Bu kadar basit bir mantık üstüne doğru strateji ile ilerlendiğinde milyarlarca dolar değere ulaşılabildiğine de hepimiz şahit olmuş olduk. İnsan gerçekten de hayret ediyor. Satışın gerçekleşmesi ile birlikte “kimbilir nasıl reklam verecek uygulamada” kaygısına büründük . Hatta birçoğumuzun aklına ilk gelen değerlendirme de bu oldu. Belki de bu yüzden bir şeyleri biz başaramıyoruz.
Olayı şu şekilde karikatürize edebiliriz;
Yurtdışında ürün geliştiren girişimcilerin ellerinde WhatsApplar, Snapchatlar birbirleri ile satış gerçekleştiriyor şakalaşıyorlar. Bizim sözüm ona büyük girişimcilerimizin ellerinde e-ticaret girişimleri, çakma uygulamalar onları izliyor… Soruyorlar; anne, baba bizim niye bir whatsapp’ımız yok? Bizim de bir Instagram’ımız olsa diyor, bizde niye yok diyor. Biz niye milyar dolarlık satışlar gerçekleştiremiyoruz diyor…
Facebook bir Pazar satın almış oldu. Erişemediği birçok dataya ulaşma fırsatı yakaladı, elde etti. Biz buradan da golü yiyen taraf oluyoruz. Line, WeChat gibi uygulamalar bir bakıma data toplamaya hedeflenen farklı ülkelerin mesajlaşma uygulamaları. Demek istediğim; Kore hükümeti isterse Line aracılığı ile bizimle alakalı birçok veriye ulaşabilir.
Biz ne zaman bu noktalara gelebiliriz? Bunu söylemek gerçekten çok zor. Bu başlı başına ayrı bir makale, hatta kitap konusu. Temel problemimiz ise bizim genç girişimcilerimizin kötü şartlar altında mücadele etmeleri. İş büyük girişimcilerimize kalıyor fakat onlar da kafayı genel olarak e-ticarete takmışlar. Önümüz bu konuda aydınlık görünmüyor yani.
Ne diyelim; Allah başımızdakilere vizyon versin, Amin.